ZÜLFİKAR
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 14/09/08
Mesaj Sayısı : 40
Nerden :
|
Konu: KANLI SİVAS Çarş. Eyl. 24, 2008 11:19 pm |
|
|
Şeriatçıların Kışkırtıcı Bildirileri
Sivas'ta, Pir Sultan Abdal Etkinlikleri'nin başlamasından bir gün önce, yani 30 Haziran 1993 günü, "Müslüman Kamuoyuna " başlıklı ve "Müslümanlar" imzalı bir bildiri, gizli olarak dağıtıldı. Daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü'nce yapılan araştırma sonunda, 9 Temmuz'da Gaziantep'te de Aziz Nesin'i hedef alan benzer içerikli bir bildirinin dağıtıldığı saptandı. Müslümanlar'ı eyleme çağıran bu kışkırtıcı bildirileri belge olarak sunuyoruz. Bildiri içerikleri, İBDA - C adlı islamcı terör örgütünün kamuoyuna yansıyan bildirileriyle büyük bir benzerlik taşıyor.
Sivas 9 yıldır yanıyor, külleri hiçbir yere gitmedi, dumanı eksilmedi, 2 Temmuz 1993'ten beri bir yanık hava dolaşıyor göğümüzde, gönlümüzde. Hiç kuşkunuz olmasın, Sivas'ı da unuttururlar bir gün, yangını da, 37 canı da, çünkü hâlâ katilleri aramızda, sebep olanlar aramızda. Sivas'ın külleri bazılarımızın gözüne doluyor, dumanı gönlümüzü boğuyor diye, acıyacaklarını, pişman olacaklarını mı sanıyorsunuz? İtiraflar saati yaklaşıyor, herkesi suçu birbirinin üstüne atıyor, yetkililer, yönetimler, hükümet, her kimseler, her neyseler, vicdanı sızlamış gibi yangından kurtulmaya çalışıyor bazıları, hiç gerek yok, yanan yandığıyla kalır ölen öldüğüyle, üç-beş eli kanlı, ağzı salyalı katil müsveddesiyle kapanır bu iş. Maraş katliamı, Çorum olayları örnektir. Mazlumlar gitti, zalimler nerelere geldi! Öfke duysak ne olacak, bir avuç insan öfke seansına girip sonra yatışacağız nasılsa! İçimizdeki acı azalmasa da, gözümüzün yaşı kurumasa da bu hiçbir şeye yetmeyecek, yetmiyor. Dostlar ağladıkça, düşman gülüyor dedikleri gibi, sızlanmamız, şikâyetimiz, öfkemiz boşuna gidiyor, onların hoşuna gidiyor! Böyle demekle ben kendimi kurtarmış olur muyum, Sivas yangınında suçsuz sayılır mıyım, kanlı yaş dökmekle, bağrımı dövmekle suçumu bağışlatabilir miyim? Ya siz! Siz bu yazıyı okumakla, Sivas katliamının üzerinden 9 yıl geçtiğini hatırlayıp, orada şairler de öldü demekle yakanızı sıyırabilir misiniz bu yangından, bu cinayetten? Hayır, hiçbirimiz kendimizi kurtaramayız, yakamızı sıyıramayız, çünkü cinayeti gördük, çünkü hepimiz ordaydık, Sivas'ı hepimiz yaktık, tıpkı önceki ve sonraki katliamlarda olduğu gibi: Bana değmeyen yılan bin yaşasın! Yaşıyor yılan ve sinsice bile değil, açık açık geliyor hepimizin üstüne. Hepimiz mi dedim? Hepimiz! Hepimiz dediğim üç-beş kişi, bir avuç insan, bir o kadar da duyarsız, bir araya gelmekten korkan, yakında bir avuç bile kalmayacak, parmakla sayılacak kadar az insan. Gözlerimizi kapatalım, Sivas'ın külleri dolmasın, dumanı yakmasın! Kulaklarımızı kapatalım, yananların, mazlumların çığlıkları beynimizi tırmalamasın, seslerinden bir iz bile kalmasın! Ağızlarımızı kapatalım, Metin'in, Altıok'un, Behçet'in, Uğur'un, Hasret'in, Nesimi'nin ve adıgüzel, ruhugüzel, yolugüzel 37 canın adları yanlışlıkla ağzımızdan kaçmasın, zalimler Sivas'ta yandığımızı, duyarsızlığımızla hep birlikte Sivas'ı yaktığımızı duymasın! Yangınlarda, kıyımlarda, zulümlerde yaşamanın sonu yok, galiba bu dünyada zalimlerden kurtulmanın yolu yok, 'Kalsın benim davam divana kalsın' demekten başka çare yok! Ne çare. |
|