suleyman zaman
Yaş :
Kayıt tarihi : 22/09/08
Mesaj Sayısı : 4
Nerden :
|
Konu: DENİZ FENERİ, YOLSUZLUKLAR VE CHP C.tesi Eyl. 27, 2008 5:43 pm |
|
|
DENİZ FENERİ YOLSUZLUKLAR VE CHP Son günlerde gündemi CHP belirliyor. Bu çok önemli bir gelişmedir. Muhalefet boşluğunun, iktidarı daha da şımarttığı bir gerçektir. Büyük medyanın da etkisiyle var olan muhalefette kamuoyunun gözünden ve bilincinden uzak tutuluyordu. Bu da AKP’ye yarıyordu. Ama son günlerde bu durum tersine döndü. CHP, son haftalarda iktidarı sarsan yolsuzluk belgelerini bir bir ortaya çıkararak, iktidarın bu şımarık ve benmerkezci anlayışını büyük ölçüde kırmayı başardı. Etkili muhalefet yapmanın yolunu yöntemini kullanmaya başladı. Bu çok önemli. Tabii burada büyük medyanın (Özellikle Doğan gurubunun da AKP’yle sorunlu olması nedeniyle, CHP’nin sesini geçmişe göre daha fazla duyuruyor olmasının da büyük bir payının olduğunu belirtmek gerekir. Önce Şaban Dişli’nin yolsuzluk olayını ortaya çıkaran ve bu yolsuzluğu kanıtlayarak Şaban Dişli’yi yerinden eden CHP, daha sonra Almanya’da ki “Deniz Feneri” yolsuzluğunu da ülkenin gündemine taşıyarak çok önemli bir davayı kamuoyunun bilgisine sunmuştur. Ardından Mir Dengi Fırat’la ilgili “yolsuzluk dosyası”nı gündeme taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu, Televizyonlarda naklen verilen “Karşılıklı Tartışmada” ortaya koyduğu belgelerle, bu konuda da çok önemli bilgileri halka sunmayı başarmıştır. Öyle görülüyor ki, AKP’nin yaptığı “yolsuzlukların” haddi hesabı yok. Yolsuzluk batağına saplanan bir iktidarın yapacağı şey; bu yolsuzlukları ortaya çıkaranlara saldırmak, onlara gözdağı vermek ve “karşı savlarda” bulunarak hayali ve boş suçlamalarla kafaları karıştırmaktır. Şu anda AKP bu konumdadır ve bunu yapmaktadır. Son günlerde Başbakan’ın psikolojinin bozulması, AKP; Gn. Başkan yardımcısı Mir Dengi Fırat’ın ağza alınmayacak sözlerle Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırması, CHP hakkında gerçekle ilgisi olamayan suçlamalarda bulunması veya daha önce suçlanıp bu konuda aklanmış olan kimi davaları gündeme taşıyarak kafaları bulandırması aslında “suçluluk duygusu ve kamuoyunun gerçeklere ulaşacağının verdiği telaşla bunları yapmaktadırlar. Oysa “güneş balçıkla sıvanmaz”. Yolsuzluklarda hiçbir zaman sonsuza kadar saklanmaz. Deniz Feneri yolsuzluğunda, insanların “kutsal dini duygularını” kullanarak, onlardan trilyonlarca “para” toplayıp, daha sonra bu paraları kendi siyasi veya özel çıkarınız için kullanacaksınız; sonra da dönüp, “din, iman, Allah, Muhammet…” diyeceksiniz!.. Bu ne yaman bir çelişki. Dinimizde; insanlar; kandırılarak, aldatılarak, yalan söyleyerek, çıkar elde etme var mıdır? Yıllardır uyguladıkları ekonomik ve sosyal politikalarla insanları yoksulaştırılıp bir avuç “bulgura, pirince, kömüre, soğana… vs” muhtaç edenler ve halkımızı “dilenci” konumuna getirenler; seçim zamanlarında bu yoksul insanlara yine “bir avuç bulgur, kömür, soğan, pirinç, patates… vs. dağıtarak onları “oy deposu” olarak kullanmaktadırlar. Ne acı bir durum. Bu düpedüz “sadakadır”. Dinimizde insanları “aldatma” var mıdır? Oysa “sadaka ekonomi”si yerine, üreterek ve istihdam yaratarak yoksulluğu yenmek yolunu seçmeyen iktidar; insanları daha da yoksulaştırıp daha sonra da bu yoksul ve çaresiz İnsanlara “Deniz Feneri” gibi derneklerden toplanan paraları veya yiyecek malzemelerini dağıtarak, yardım görüntüsü altında “oy” toplamayı ilke edinmiştir. Ve bu politikayı yıllardır da sürdürmektedir. AKP, Bunu yaparken de kendi yandaşlarına seçmekte ve bu insanlara “yeminler” ettirerek “oy”ların kendi partilerine verilmesi konusunda da sözler almaktadır. Açıkçası bunlar inanan insanların “kutsal din duygularını” sömürmektedir. Deniz Feneri olayında Almanya’da yargılananlar suçlu bulunarak cezalandırıldılar. Orada ki yargının verdiği kararlar “asıl suçluların” Türkiye’de olduğunu bildirmelerine karşın; ülkemizde bugüne kadar bu konuda bir araştırma ve kovuşturma yapılmaması veya bu durumun geciktirilmesi çok anlamlı değil midir? Bu konuda gerek Eski Kanal Türk’te, Ulusal Kanal’da, Aydınlık Dergisinin çeşitli sayılarında (yaklaşık 1,5 veya 2 yıldır) farklı tarihlerde bu konular hakkında programlar yapılmasına, makaleler yazılmasına, belgeler sunulmasına ve gösterilmesine karşın ülkemizde ki gerek “savcıların” harekete geçmemesi ve gerekse Adalet Bakanı’nın bir işlemde bulunmamasının nedeni çok merak uyandırmaktadır!.. Son günlerde AKP, “yolsuzluklarla” zor duruma düşmüşken birden bire “Ergenekon da 9. Dalga”nın gelmesi ve içinde yazar, gazeteci, yayıncı, doktor, yargı ve emniyet kesiminden kimi insanların gözaltına alınması da “gündemi değiştirme” görüntüsünü vermekte ve en azından kafalarda böyle bir imge bırakmaktadır. Gerek Ergenekon Davası’nda ki ve gerekse “yolsuzluklar ve hırsızlıklar” hakkında ki gerçekler elbet bir gün tüm çıplaklıyla ortaya çıkacaktır. Yeter ki halkımız ve muhalefet gerçekleri ortaya çıkaracak iradeyi gösterebilsin.
25.09.2008 |
|